31 Ocak 2017 Salı

''Beni bilimle anla iki gözüm, felsefeyle anla ve tarihle yargıla''


Ben gidiyorum. Bana kendimi Ahmet Kaya ile ifade etme, yüzüm tamamen batıya dönmüşken içimi Ahmet Kaya'nın bir şarkısı ile dökebilme, kendimi onu anlarken bulma ve hayatımın gerçeğinin bu olduğunu idrak etme ortamını yaratan sensin 80 milyona yakın Türk insanı... Beni güzel dışladın... Bütün çabalarımı çok güzel boşa çıkardın... Emeklerimi hiç, bomboş insanları baş tacı ettin...

''Hoşça kalın sevdiklerim,
Dört mevsim, yedi kıta, mavi gök;
Bütün doğa; hoşça kalın...
Hoşçakalın sevdalılar,
Çocuklar, üniversiteliler, genç kızlar,
Sonsuz, uzay, gezegenler ve yıldızlar,
Hoşçakalın.
Hoşçakalın senfoniler.
Oyun havaları, sevda türküleri ve şiirler,
Bildirilerimizin ve seslerimizin yankılandığı şehirler,
Dağlarında yürüdüğümüz toprak,
Yalın ayak eylem adımlarıyla geçtiğimiz nehirler;
Hoşçakalın!
Hoşçakalın ağız tatlarım,
Sıcak çorbam, çayım, sigaram...''

...

''Hoşçakalın anılarımı bıraktığım insanlar,
Mutluluğu için dövüştüğüm insanlar,
Yedi bölge, dört deniz,
Yedi iklim, 81 şehir,
Okullar, mahalleler, köprüler, tren yolları...
Deniz kıyıları, balıkçı motorları, takalar,
Asfalt yolu boyu dizilmiş fabrikalar,
Ve işçiler, ve köylüler,
Hoşçakal ülkem...''

Kalmaya çalıştım ama olmadı:

''Beni yaşamımla sorgula iki gözüm,
Beni yüreğimle, beni özümle,
Bilimle anla beni, felsefeyle anla beni,
Tarihle anla beni,
Ve öyle yargıla...''

Toprağına kurban olacağım, ilimine, bilimine, gelişmesine bir ömür harcayacağım, beni bugün burada yaşayamayacak hale getiren herkesin hayatına güzellikle dokunabilecek işler yapabileceğim; ülkem,canım, tarihim, annem, babam, kardeşim, köküm, gazi dedem...

Ben gidiyorum... Uyku tutmuyor... Acımın tarifi yok... Ben gidiyorum... İçimdeki ölüye ülkeler, şehirler gezdiriyorum... Hiç biri yerini tutmuyor... Ben kalamıyorum... Gidiyorum...

Hoşçakal...

Hoşçakal ülkem...

Ve sonra:

''O mahur beste çalar, Müjgan'la ben ağlaşırız...''